Kristen Stewart: “Kadın bedenine sahip olmak politik bir eylemdir.”

Oyuncu Kristen Stewart, yönetmenliğini yaptığı “The Chronology of Water” filminde tasvir edilen kadın deneyimine ilişkin anlatılar hakkında Brut India kanalına konuştu:

“Kadın olmak gerçekten şiddetli bir deneyim. Biz, birer sır halinde yürüyoruz. “Şşşt. Konuşma, seni görmek istiyoruz ama duymak istemiyoruz. Bize ne hissettiğini söyleme. Bu bizi rahatsız ediyor.” diyorlar. Uğradığımız şiddeti sürekli içimizde barındırıyor gibiyiz. Bize doğruca zarar veren biriyle karşı karşıya kalmamış olsak bile, tükettiğimiz görsellerle bile inanılmaz derecede zarar görüyoruz. Sürekli. Kadın bedeni taşımak, sabah yataktan kalkıp kendinden nefret etmiyorsan, açıkça politik bir eylem haline geliyor. Evet, bu gerçekten zor.”

Kendi sesini bulma yolculuğu

Filmin hikayesi, Amerikalı yüzücü Lidia Yuknavitch’in çocukken uğradığı tacizden kurtuluşunu anlattığı anı kitabından uyarlandı. “The Chronology of Water” Lidia’nın kendi sesini bulma yolculuğunu, kadın ve kız çocuklarının bedenleri tarafından deneyimlenen travmalar tarihi ile ele alıyor.

Lidia, sonunda hem yazarak hem de kendini keşfetme yolculuğu ile teselli buluyor ve nihayetinde travmayı sanata nasıl dönüştüreceğini öğreniyor.

“Kadınların kolektif bilinci gerçektir”

Filmin yönetmenliğini yapan Stewart, Lidia’nın hikayesini tüm netliğiyle sunmak istemesini şöyle açıklıyor:

“Bu sadece Lidia Yuknavitch’in değil, biz tüm kadınların başına gelenlerle ilgili. Kulağa dramatik geldiğini biliyorum ama bu doğru. Filmde tasvir ettiğimiz türden aşırı bir deneyim yaşamamış olsanız bile, kadın olmak inanılmaz derecede şiddet içeren bir deneyim.”

“Bence bu film, kanaması olan herkeste yankı uyandırıyor ki bu da nüfusun yüzde 50’sine tekabül ediyor.”

Kristen, France24’e verdiği röportajdaki sözlerini şöyle bitiriyor:

“Dramatik davranmıyorum ama kadınlar olarak sırlarla yürüyoruz”

İlginizi çekebilir: Kadınları ve onları merak edenlerin okuması gereken kitaplar
Kadın ruhunun gücünü gösteren 15 film

Bu kadınların bize öğretebilecekleri çok şey var.

16 Dünyada insanlara büyük şeyler başarmaya dair ilham verme yeteneğine ve hayatta en zor şeyleri bile tek başlarına başarma becerisine sahip kadınlar var. Bu kadınlar, güçlü ve bağımsızlar; akıllı, başarılı, yetenekli ve cesurlar ve bize öğretebilecekleri çok şey var. İşte size içinde güçlü kadın karakterler barındıran 15 film: Unutma Beni, “Still Alice” Film boyunca bir ailenin hayatına ortaklık ediyor, ilişkilerine, korkularına, kaygılarına ve mücadelelerine tanık oluyoruz. Filmin ana karakteri Alice, Alzherimer hastalığı ile cesur bir mücadeleye girişir; güçlü iradeli, güçlü kadının mükemmel örneğidir. Julianne Moore’un inanılmaz performansı da karaktere ekstra bir cazibe katıyor. Omuz Omuza, “Stepmom” Güçlü hisler, annelik, fedakârlık ve kontrolü kolay olmayan şartlarla ilgili bir film. Kahramanların karmaşık ve çelişkili karakterlerini gözler önüne süren filmde Susan Sarandon ve Julia Robers’ın performansları göz dolduruyor. Jane’in Zaferi, “G.I. Jane” Özel efektler ve yüksek bütçeli savaş sahneleri olmaksızın çekilen bu film, insan ruhunun – özellikle de kadının – gücünü etkili bir şekilde gösteren birkaç filmden birisi. Oyuncular tarafından kusursuz bir şekilde oynanan birkaç sahne, filmi anında klasikler kategorisine sokmuştur. Elizabeth, “Elizabeth” Bilge ve güçlü bir hükümdar olmak durumunda kalan I. Elizabeth’in zorlu görevi ile ilgili harika bir film. Cate Blanchett, kraliçe rolünde müthiş bir iş çıkarıyor. Gerilim, tutku, ihanet, macera ve ihtişam – tüm bunlar bu heyecan verici ve epik filmde bir araya geliyor. Malena, “Malena” Malena rolünde Monica Bellucci’yi izliyoruz – her erkeğin saplantısı, her kadının kıskandığı güzel bir dul rolünde. İnsanlar onun hakkında alçakça dedikodular yayıyor, erkekler ise Malena’nın hayalleri ile yaşıyor. Malena’nın imajı, daima gerçek güzelliğin tanımı için bir standart olarak kalacak. Bir Geyşanın Anıları, “Memoirs of a Geisha” Kendi potansiyelinin farkına varmanın ve tüm engellerin üstesinden gelerek bunu yavaş yavaş ortaya çıkarmanın önemi hakkında bir film – şartlar, gerçek benliğini saklamanı gerektirdiğinde bile diğerlerinin arasında ışıl ışıl parlama hakkında. Frida, “Frida” Bastırılamayan arzuları ve enerjisi ile isyankâr bir kadın hakkında bir film. Frida, yaşlı, zengin fakat çok ünlü bir sanatçı olan Meksikalı Diego Rivera ile evlendiğinde 20 yaşındaydı. Film, yalnızca dahi bir sanatçının hikâyesini değil, aynı zamanda da hayattaki en önemli şeylerin aşk ve aile olduğunu düşünen bir kadının hikâyesini anlatıyor. Tek Başına, “North Country” İki çocuklu, boşanmış bir kadın, ailesini desteklemek amacıyla bir madende çalışmaya başlar. Genelde erkek egemen olan bir alanda para kazanmaya çalışırken, saygı için mücadele etmesi ve cinsel tacizlerden korunması gereklidir. Zor anlarda kendini savunmayı bilen bir kadın hakkında etkileyici bir film. Tatlı Bela, “Erin Brockovich” Bu film, Erin Brockovich hakkında – güçlü ama hassas bir kadın. Kendisi bir dahi değil; ama azmi ve düşünceliliği, imkânsız olanı başarmasını sağlıyor: insanları zehirleyen büyük ve güçlü bir firma karşısında bir zafer. Bir şeylerden vazgeçmeye kalktığınız bir dönemdeyseniz eğer, motivasyon için bu filmi izleyin. Demir Çeneli Melekler, “Iron Jawed Angels” 20. yy’ın başlarında, kadınların oy kullanmalarına izin yoktu. Film, Başkan Woodrow Wilson’dan oy kullanma haklarını almaya çalışan kadınların çabalarını anlatıyor. Kör Nokta, “The Blind Side” Film, önceden evsiz bir çocuk olan popüler atlet Michael Oher’in gerçek hikâyesini anlatıyor. Anlayışlı bir anne çocuğu evlat ediniyor. Adil, akıllı, güçlü ve bağımsız olan bu kadın, Michael’ın kendine güvenmesini sağlayarak başarıya ulaşmasına yardımcı oluyor. Sahtekar, “Changeling” Film, 20. yüzyılın başlarında Amerika’da geçiyor. Çocuğunun kaybolmasıyla polise başvuran kadın kahraman, oğluna kavuşuyor; ancak bir süre sonra, fiziksel benzerliğe rağmen çocuğun kendi oğlu olmadığını fark ediyor. Şeytan Marka Giyer, “The Devil Wears Prada” Moda dünyasının güzel olduğu kesin; ancak aynı zamanda da zor olabiliyor. Meryl Streep ve Anne Hathaway’in mükemmel oyunculukları, filmi hafif, eğlenceli ve izlemesi keyifli yapıyor. Coco Chanel’den Önce, “Coco Before Chanel” Film, topluma ve toplumun muhafazakar ve eski kafalı ahlak kurallarına, normlarına, dar korselerine, sıkıcı elbiselerine ve şapkalarına baş kaldırmaya korkmayan bir kadın hakkında. Kimileri filmin sıkıcı ve monoton olduğunu söylüyor; fakat yalnızca telaşsız bir film olduğunu söylemek daha doğru. Mona Lisa Gülüşü, “Mona Lisa Smile” Kadın-ağırlıklı bu film, haysiyet, sabır ve cesaret hakkında. Ana tema ise kişinin kendine özgü bir düşünme tarzı geliştirmeyi öğrenmesi. İlgi çekici hikâyesi ve yetenekli oyuncuları ile bu eser, kadınların sezgilerini yansıtabilen hafif ve ayrıntılı bir film oluyor.

(Manşet görseli: Splashnews, Shutterstock)

Haber Kaynak : HTHAYAT.HABERTURK.COM

“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”